Aktif cinsel yaşantısı olsun ya da olmasın, kadın ve erkekler arasında oldukça yaygın bir davranış olan mastürbasyonun, cinsel kimlik oluşumunda önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Cinsel yaşam kalitesini etkileyen unsurlardan bir tanesinin de, kişinin öncelikle kendi bedenini tanıması ve keşfetmesidir. Bu keşif yolculuğunda bize kılavuzluk eden cinsel haz ve doyum odaklı bu eylemle ilgili tarih boyunca şehir efsanesi niteliğinde, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan birçok iddia ve görüş ortaya atılmış ve neredeyse tamamı çürütülmüştür. Mastürbasyonun saç dökülmesine yol açtığı söylentisi de bilimsel dayanağı olmayan iddialardan bir tanesidir. Uzmanlar, aşırı mastürbasyon yapmanın tek başına saç dökülmesine yol açmadığını veya başka herhangi bir fiziksel rahatsızlığa neden olmadığını söylüyorlar. Mastürbasyonun gündelik yaşantıda gereğinden fazla yer kaplamasının ise kişisel ve cinsel hayatı olumsuz yönde etkileyebileceği görüşündeler.
Mastürbasyon Nasıl Kötü Bir İtibar Kazandı?
Aslını isterseniz batıdaki insanlar iki ya da üç yüzyıl öncesine kadar mastürbasyonla pek de ilgilenmiyorlarmış. 18. yüzyılın ortalarında İsviçreli bir doktor, mastürbasyonun neden olduğu hastalıklar hakkında bir kitap yayınlamış. Birçok tarihçi, mastürbasyon ile ilgili olumsuz kodlamalarda bu kitabın payı olduğu görüşünde. Mastürbasyon o dönemlerde; körlük, iktidarsızlık, epilepsi, zihinsel bozukluk, felç hatta erken ölüm de dahil olmak üzere, sayısız hastalıkla ilişkilendirilmiş. Günümüzde ise hiçbir tıp uzmanı, aşırı düzeyde olsa dahi, mastürbasyonun bu semptomlardan birine dahi neden olabileceğini düşünmemektedir.
Mastürbasyonun Saç Dökülmesine Yol Açtığı İddiaları Nereden Çıktı?
Mastürbasyon ile saç dökülmesi arasındaki ilişkiyi doğrudan inceleyen hiçbir bilimsel çalışma yoktur. Bilim insanları, bu yönde ortaya atılan iddiaların mantıksız olduğu görüşündeler. Yine de mastürbasyonun saç dökülmesiyle nasıl ilişkilendirildiğini merak ediyor olabilirsiniz. Şöyle açıklayalım:
Mastürbasyonun saç dökülmesine yol açtığını savunanlar, bu iddialarını DHT hormonu seviyesi ve protein kaybına dayandırmaktalardır. Yüksek DHT seviyesinin saç dökülmesiyle ilgili olduğu bilinmektedir. Mastürbasyonun testosteron seviyesini yükselttiği yönündeki gerçekliği olmayan bilgi sebebiyle bu konu saç dökülmesiyle ilişkilendirilmektedir.
Bu yöndeki bir diğer iddia da, protein kaybına dayandırılmıştır. Proteinin, saç sağlığı için önemli bir kaynak olduğunu daha önceki yazılarımda sıkça dile getirmiştim. Sperm protein açısından oldukça zengindir. Boşalmayla birlikte kaybedilen proteinin saç dökülmesine yol açtığı düşülmektedir. Diğerine göre daha mantıklı bir iddia gibi görünse de, kaybedilen protein miktarı az olduğundan saç dökülmesine yol açması da olası değildir.
Gerçekte Saç Dökülmesine Yol Açan Nedenler Nelerdir? Bilim Bu Konuda Ne Söylüyor?
Saç dökülmesi birçok nedenden kaynaklanıyor olabilir. Androgenetik alopesi erkeklerde saç dökülmesi probleminin en yaygın nedeni olarak gösteriliyor. DHT hormonunun saç dökülmesi üzerinde etkili olduğu düşünülüyor. DHT bloklayıcı olarak bilinen Finasterid gibi ilaçlarla saç dökülmeleri büyük ölçüde durdurulabiliyor.
Androgenetik alopesi gelişiminde genetik aktarım en güçlü belirleyici olarak kabul ediliyor. Kötü yaşam koşullarının ve alışkanlıklarının androgenetik alopesi sorununu daha da derinleştirdiği düşünülüyor. Uzmanlar; sağlıksız beslenmenin, hareketsiz bir yaşam tarzının, yoğun stresin, yanlış saç bakım uygulamalarının, androgenetik alopesisi olan kişilerde saç kaybını daha da artırdığı görüşündeler.
Saç dökülmesi problemiyle ilgili üzerinde kısıtlı sayıda araştırma olan konulara dahi tereddütle yaklaşan uzmanlar, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, söylenti niteliğindeki iddialar karşısında araştırmanın ve sorgulamanın önemine vurgu yapıyorlar. Zira, yanlış bilgi insanları hatalı tedbirler almaya yönlendirebiliyor.
Gündelik yaşam akışı içerisinde gereğinden fazla yer tutan ve aşırılık gösteren her türlü alışkanlığın, yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri vardır. Psikolojik sınırı aştığı gözlemlenen davranışların ve alışkanlıkların konunun uzmanlarınca ele alınması ve dengelenmesi önemli bir konudur.
kaynak: Burdan