Dönör bölge, saç ekiminden optimum estetik faydanın sağlanabilmesinde rol oynayan en önemli faktördür. Donör (verici) saha kapasitesi işlemin başarısını doğrudan etkiler. Günümüzde saç ekimi operasyonlarının büyük bir kısmında FUE tekniği tercih ediliyor. Açılımı Foliküler Ünite Ekstraksiyonu olan FUE, minimal invaziv yöntem olması avantajıyla daha çağdaş bir saç ekimi teknolojisi olarak rağbet görüyor. FUE ile, donör alandan özel uçlu punch cihazlarıyla tek tek toplanan kıl kökleri alıcı bölgeye tek tek naklediliyor. Kafa derisine ekilen kıl köklerinin saç gibi görünmesi ve davranması gerekiyor ki, işlem sonucunda arzu edilen ve hedeflenen doğal görünüm elde edilebilsin. Bu sebeple saç ekiminde genel olarak en ideal donör alan iki kulak arkası ense bölgesi olarak tercih ediliyor.
Bazı durumlarda saç derisinde saç ekimini destekleyecek yeterli kaynak olmayabiliyor. Ense bölgesinde ekim ihtiyacını karşılayacak saç kökü olmadığı durumlarda seçeneklerimiz neler?
FUE tekniği, kafa derisi dışında, vücut kıllarının etkin kullanımının da kapısını açan bir yöntem olmuştur. Literatürde, FUE öncesi gerçekleştirilen saç ekimi ameliyatlarında vücut kıllarının kullanımının nadir olduğu rapor edilmiş. Tercihimiz her ne kadar öncelikli olarak donör alanın saçlı deri olmasından yanaysa da, bunun sağlanamadığı durumlar için destek kuvvetlerden de faydalanıyor ve başarılı sonuçlar alıyoruz. Erkek hastalarda saç ekimi cerrahisinde, sakal ve vücut kıllarını sadece saçlı deri kaynakları tükendiğinde değil, tedavinin tüm aşamalarında etkili bir şekilde kullanabiliyoruz. Vücut kıllarının kullanılması ileri derece alopesi vakalarında daha fazla kapsama alanı sağlıyor. Kafa derisinde donör alan hakimiyeti zayıf olan genç hastalarda ise mevcudiyeti koruyabilmek adına bu bir avantaja bile dönüşebiliyor.
pılan araştırmalar ve deneyimler, saç naklinde kullanılacak olan kılların saç derisine doku ve davranış açısından en çok benzeyen kıl foliküllerinin kullanılması gerektiğini gösteriyor. Sakal ve ön gövde kılları, saç derisi haricinde en uygun donör kaynağı olarak değerlendiriliyor.
Yayınlanan bilimsel bir makalede saç ekiminde donör alanla ilgili yapılan bir anket sonucu şu şekilde paylaşılmıştır.
Uluslararası Saç Restorasyon Cerrahisi Derneği üyeleri arasında yapılan 2020 uygulama anketinde vakaların;
Vakaların büyük bir çoğunluğunda, saç derisi olmayan donör alanların en kullanışlısı sakal ve ikinci en kullanışlı alan ön gövde olduğu tespit edilmiştir.
Saç ekiminde, sakal bölgesinin ense bölgesinden sonra en çok tercih edilen donör saha olmasın en önemli sebebi, sakal kıllarının uzun anajen ve kısa telojen faza sahip olması. Yani sakal kıl kökleri saç gibi uzun süre büyüme evresinde kalabiliyor. Bunun yanı sıra, sakal folikülleri büyüme hızı ve gövde kalınlığı bakımından da diğer vücut kıllarına nazaran daha sağlamdır. Bu sebeple saç ekimi için sakal bölgesi kıl kökleri tercih edilecekse, saçın ön çizgisine değil orta ve arka bölgelere sıklaştırma yoğunluğu artırma amaçlı yapılması gerekiyor. Ön saç çizgisinde ve şakaklarda yapılacak saç ekimi içinse ön gövde kıllarının daha uygun olduğu deneyimlenmiştir.
İşaret edilen donör alanlarda yeterli kaynak olduğu müddetçe saç ekimi yapılabilir. Ancak saç ekiminin istenilen görsel sonuçları sağlayabilmesi donör kaynağı kadar ekim sahasının bereketli olmasına da bağlıdır. Dolayısıyla ekilen saçların sağlıklı bir şekilde büyümesini istiyorsak alıcı saha verimliliğini de artırmamız gerekir. Bunu da FAT saç ekimi ile sağlıyoruz. Nasıl mı? Vücudunuzdan bir miktar yağ alıyor ve kök hücreden zengin hale getiriyoruz. Kök hücreden zenginleştirilmiş otolog yağları saç ekimi öncesi saçlı deriye enjekte ediyoruz. Otolog yağlardan destek alarak FUE tekniği ile gerçekleştirdiğimiz saç ekiminden daha tatmin edici sonuçlar elde ediyoruz.