Minyatürleşme, saç folikülünün çapını küçülttüğü ve saçın daha ince görünmesine neden olduğu zamandır. Minyatürleşmede saç folikülü, daha kısa bir anajen faz yaşar bu nedenle, komşu saçlar da aynı tür fiziksel değişime uğramadığı sürece, içlerinden hemen ayırt edilir. Sonunda saç folikülünün çapı, yeni saçların artık büyümediği noktaya kadar küçülür. Minyatürleşme, saç derisini saç dökülmesi belirtileri açısından görsel olarak incelerken önemli bir tanımlayıcıdır. Neredeyse her zaman gelecekte saç dökülmesinin beklenebileceği anlamına gelir. Minyatürleşme, her durumda standart olmasa da, kıvrımlı veya “kıvırcık” bir görünüme sahip, daha kısa, cılız tüyler olarak da tanımlanabilir.
Minyatürleşmeye Ne Sebep Olur?
Minyatürleşme, dihidrotestosteron (DHT) adı verilen bir erkek cinsiyet hormonundan kaynaklanır. DHT bir erkek cinsiyet hormonu olarak sınıflandırılsa da erkeklerden çok daha az miktarlarda da olsa kadınlar tarafından da üretilmektedir. Bu nedenle, kadınlarda da gözlemlenebilir. Hem erkeklerde hem de kadınlarda, kafa derisinin kendi dokusu içinde büyük konsantrasyonlarda toplanabilir. DHT’nin bu ağır konsantrasyonu sonunda o kadar yoğun hale gelebilir ki, saç folikülünü kafa derisinin kan kaynağından bloke eder. Kan beslemesi olmadığında, folikülün kendisi sağlıklı terminal kıllar çıkaracak besinden yoksundur ve sonuç olarak minyatürleşmeye başlar. Saç folikülü minyatürleştikçe, kıllar daha az olgunlaşır ve daha çok kabarık görünür. Sonunda saç folikülü tamamen küçülür ve tamamen uykuda geçer.
Minyatürleşmeyi Tedavi Etmenin Bazı Yolları Nelerdir?
Bu sorunu çözmenin en popüler yollarından biri ilaç kullanmaktır. Amaç, vücuttaki DHT miktarını, folikülün kan kaynağına erişimini engelleyene kadar azaltmaktır. DHT, testosteron ile 5 alfa redüktaz (5aR) olarak adlandırılan bir enzim metabolize edildiğinde oluşturulduğundan, 5aR inhibitörü adı verilen özel bir ilaç türü bu enzim reaksiyonunun oluşmasını engelleyebilir. 5aR inhibitörleri nihayetinde sistemdeki DHT miktarını azaltır, bu da DHT’nin saç köklerinde toplanmasını ve daha fazla saç dökülmesine neden olmasını önler.
Minyatürleşmenin üstesinden gelmenin bir başka yolu da saç ekimi yaptırmaktır. Oksipital kafa derisindeki saç, yani iki kulak arasında kalan arka kafa bölgesindeki saçlar DHT’nin etkilerine doğal olarak dirençli olma eğilimindedir. Bu nedenle, saç ekiminde yaptığımız gibi, foliküler üniteleri oksipital saçlı deriden alıp, saç dökülmesi yaşayan diğer bölgelerine naklettiğimizde saç büyümeye devam eder. Daha önce olduğu gibi kafa derisinin dokusunda hala aynı miktarda DHT mevcut olsa da, yeni nakledilen foliküler üniteler, genetik nedeniyle hücresel düzeyde DHT’ye tipik olarak dirençli oldukları için etkilenmezler, dökülmezler.
DHT’ye Herkes Duyarlı mı?
Hayır, herkes bol miktarda DHT’si olsa dahi saç dökülmesine duyarlı değildir. Bir bireyin DHT’ye duyarlılığı tamamen genetiğine bağlıdır. Ek olarak, bu gen kendini yaş bağlı olarak da aktif hale gelebilir, bu da DHT’ye yatkınlığın yetişkinliğe kadar kendini göstermediği anlamına gelir. Basitçe söylemek gerekirse, bazı insanlar minyatürleşme nedeniyle saç dökülmesi yaşar ve bazıları asla yaşamaz. Bu, alopesi gelişimi için tek belirleyici faktörün DHT olduğu anlamına gelmez. DHT’ye karşı savunmasız olmayan bir kişi, bir dizi başka ilgisiz durumdan dolayı saç dökülmesi yaşayabilir.