Başlığı bilerek böyle yazdım, ilginizi çekmek için, biliyorum çok kötüyüm ama yeni araştırmalarla geldim ve gerçekten bilmek gerekiyor. Sarımsak ve soğanda da bulunan Cysteine Türkçe versiyonuyla sistein vücudumuzun protein oluşturması için ihtiyaç duyduğu 22 amino asitten biridir. Ya kendimiz sentezleriz ya da besin kaynaklarından elde ederiz. İki sistein molekülü, başka bir önemli amino asit üretir. Sistein ayrıca tırnakların, cildin ve saçın yapısını oluşturmaya yardımcı olur. Ancak öncelikle, cildin kullanabileceği L-sistein olarak bilinen bir forma dönüştürülmesi gerekir. İşte araştırmacılar boş durmuyorlar şimdi saç büyümesi için L-sisteinin rolünü anlamak için kontrollü çalışmalar tasarlıyorlar.
Fakat önce biz saç dökülmesi için L-Sistein kaynaklarına bir göz atalım. Vücut, saç büyümesi için küçük miktarlarda L-sistein üretebilir. Bu amino asidi gıda kaynaklarından elde etmek de mümkündür. L-sisteine parçalanan sistein açısından zengin yiyecekler vardır. Mesela:
Daha doğrudan sistein kaynakları ise:
İşte beklediğiniz yere geldik, başlığımın hakkını verdim, soğan ve sarımsak iyi bir sistein kaynağı. Araştırmacılar saçlar için L-sistein üzerinde çalışıyorlar. Mercimek, bu amino asidin doğal, en bol kaynağıdır, mutlaka not edin. L-sistein ayrıca oral bir takviye olarak mevcuttur.
Saç sağlığında L-sisteinin rolü
L-sistein, cildimizin kolayca kullanabileceği sistein amino asit formundadır. Saç köklerimizin saç millerimizi üretmek için ihtiyaç duyduğu kükürt açısından zengin bir bileşiktir. Journal of Applied Cosmetology’ye göre, L-sisteinin saç büyümesi için temel rolü, saç tellerinin ve tırnakların gelişim sürecini canlandırmak olduğunu yazar.
L-sisteinin bir yapı taşı olduğunu, foliküllerin en iyi performansı göstermesi için nasıl ve neden gerekli olduğunu anlamak için araştırma çalışmalarına bakalım şimdi
Hauztartzt, Hertel H, Gollnick H, Matthies C tarafından yürütülen bir pilot araştırma çalışması yayımladı. Saç foliküllerinin telojen oranlarını düşürerek yaygın saç kaybını tersine çevirmek için L-sistein ve retinol kullanımı hakkında yaptıkları çalışmada enteresan bilgilere ulşamışlar. Telojen, foliküllerin dinlenme halinde bulunduğu saç yaşam döngüsünün bir aşamasıdır. Artık bunu biliyorsunuz. Anagen faz ise, foliküllerin aktif olarak saç ürettiği zamandır. Saç dökülmesinin birçok örneğinde, telojen evresinde çok daha yüksek oranda folikül bulunur. Bu pilot çalışma 36 denek üzerinde gerçekleştirildi. L-sistein ve retinol takviyesi ile tedavilerinin ardından, katılımcılar anagen oranlarında %11’lik bir artış ve telojen oranlarında %8.3’lük bir azalma yaşadılar. Bu istatistiklere dayanarak, araştırmacılar, yaygın saç dökülmesi koşullarının uzun süreli tedavi bazında yüksek dozda L-sistein ve retinolden fayda sağlayabileceği sonucuna varmışlardır.
Araştırmacılar Kizawa K Tsuchimoto S. Hashimoto K ve arkadaşları ise saç folikülü üzerinde kalsiyum bağlayıcı bir protein oluşturmayı kodlayan S100A3 adlı bir geni araştırmışlar. Bu protein L-sistein açısından zengindir. Bu bilim adamları, saç folikülünün anagen büyüme fazı ve ayrıca gerileme fazı sırasında S100A3’ün gen ekspresyonunu gözlemlerler. Ayrıca, bu gen ifadesinin folikül içinde nerede meydana gelme eğiliminde olduğunu ve yeni saç oluşturma sürecinde kalsiyum bağlayıcı proteinin olası rolünü de araştırılar. S100A3 geni ile bir fareyi klonladılar. Gen dizisine bağlanan ve son proteini oluşturmak için L-sistein gibi amino asitleri doğru dizilerde bir araya getirme sürecini başlatan mRNA seviyelerini gözlemlediler. Anagen saç büyüme fazında mRNA seviyelerinin arttığını, regresyon fazında ise azaldığını bulmuşlardır.
Ek olarak, saç gövdesini oluşturmak için gereken daha spesifik hücrelere farklılaşma sürecinde foliküler hücrelerde gen ekspresyonunun meydana geldiğini keşfettiler. Araştırmacılar, S100A3 geninden yapılan proteinin saç tellerinin yapımı sırasında kalsiyuma bağımlı süreçlerden sorumlu olduğunu da destekleyici verilere ulaştılar.
Tüm bunlardan ne anlamamız gerekiyor Aziz? derseniz eğer: Saç büyümesi için, foliküllerin saç tellerini oluşturması için, amino asit, L-sistein ve kalsiyuma ihtiyacı vardır.
L-Sistein ve Vitamin B6 Farelerde Kemo İle İlişkili Alopesiyi Önlemiş
Saç dökülmesi çoğu kanser hastasında çoğu zaman kemoterapinin kaçınılmaz bir parçasıdır. Araştırmacılar D’Agostini F Bagnasco M, Giunciuglio D. ve arkadaşları, bu tip alopesinin oluşmasını önlemede L-sistein ve Vitamin B6’nın rollerini araştırdı. Tümörlerin gelişmesi için fareleri belirli koşullara maruz bıraktılar. Kemirgenler daha sonra, araştırmacıların ölçebileceği temel saç dökülmesi durumlarını indüklemek için kemoterapi ile tedavi edildi.
Bununla birlikte, çeşitli dozlarda L-sistein ve B6 vitamini verildiğinde, bilim adamları bu takviyenin farelerin sırtındaki alopesiyi engellediğini buldular.
Benzer bir çalışmada, D’Agostini F ve Ganchev G’den geliyor. Araştırmacılar budesonid veya N-asetil-L-sistein olmak üzere saç dökülmesini başarıyla engelleyen iki tür tedavi uyguladılar.
Androjenik alopesi olarak da bilinen erkek tipi kellik, birçok farklı biyokimyasal konunun kombinasyonundan kaynaklanır. En bilineni testosteronun DHT’ye dönüşümüdür. Genetik yatkınlığı olanlar, saç köklerinde daha zayıf (yani daha hassas) DHT reseptörlerine sahip olacaktır. DHT’nin bu reseptörlere bağlanması, foliküllerin minyatürleşmesine neden olan süreçlerin zincirleme reaksiyonunu başlatacaktır. Saçlar incelir ve sonunda büyümeyi durdurur.
DHT oluşumunun yanı sıra, daha az bilinen bir yol da androjenik alopesiye önemli ölçüde katkıda bulunur. Bu, saç dökülmesinin devam eden ilerlemesini destekleyen TGF-B1’in üretimidir.
Bakın Shin H, HG, Inui S ve arkadaşları TGF-B1 salgılanmasını bastırmak için NAC yani N asetil-L-sistein kullanmışlar. NAC, vücudun önemli bir antioksidan olan glutatyon üretmesini sağlayan bir sistein versiyonudur.
Bilim adamları, sıçan derma papilla hücrelerine uygulama yapmışlar ve TGF-B1 salgısının azalmasına yardımcı olduğunu bulmuşlar.” İnsan saçı için L-sistein, TGF-B1’i baskılayarak androjenik alopesinin ilerlemesini durdurmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, hayvan olmayan konularda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır” şeklinde notları var.
Özetle, tüm bu çalışmalar sisteinin saç dökülmesini azaltma veya büyümeyi destekleme potansiyelini desteklemektedir. Sistein üretmek için birleştirildiğinde, retinol ile birlikte kullanımı yoluyla insanlarda anajen oranlarını artırabilir.
Saç dökülmesi için L-sistein hala bilim adamları tarafından araştırılıyor. Sarımsak şampuanlarının çıkış noktası da tam burası aslında. Bu amino asidin doğal kaynağı olan sarımsak, sadece foliküllere odaklanmak için değil, genel sağlık için de tüketilebilir.
Referanslar:
(1) Hertel H, Gollnick H, Matthies C, et al. Low dosage retinol and L-cysteine combination improve alopecia of the diffuse type following long-term oral administration. [Article in German] Hautarzt 1989;40(8):490-5.
(2) Kizawa K, Tsuchimoto S, Hashimoto K, et al. Gene expression of mouse S100A3, a cysteine-rich calcium-binding protein in developing hair follicle. J Invest Dermatol 1998;111(5):879-86. –
(3) D’Agostini F, Bagnasco M, Giunciuglio D, et al. Inhibition of oral N-acetylcysteine of doxorubicin-induced clastogenicity and alopecia, and prevention of primary tumors and lung micrometastases in mice. Int J Oncol 1998;13(2):217-24
(4) Balansky R, D’Agostini F, Ganchev G. Influence of FHIT on benzo[a]pyrene-induced tumors and alopecia in mice: chemoprevention by budesonide and N-acetylcysteine. PNAS 2006;103(20):7823-8. –
(5) Shin H, You HG, Inui S, et al. Induction of transforming growth factor-beta 1 by androgen is mediated by reactive oxygen species in hair follicle dermal papilla cells. BMB Rep 2013;46(9):460-4.